Yaramazlar Sirki ve Haybeden Gerçeküstü Aşk Osmaniye’de Sahnelendi

Osmaniye İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü’nün desteği ve KYB Medya tarafından sahneye uyarlanan “Yaramazlar Sirki” adlı sihirbazlı, palyaçolu müzikal çocuk tiyatrosu, Cebelibereket Kültür Merkezi Salonu’nda sahne aldı. Yine Osmaniye İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü’nün desteği ve KYB Medya tarafından sahneye uyarlanan “Haybeden Gerçeküstü Aşk” adlı yetişkinler için oynanan tiyatro oyunu da Cebelibereket Kültür Merkezi Salonu’nda sahne aldı.

Osmaniye İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü’nün desteği ve KYB Medya tarafından sahneye uyarlanan ve çocuklar için saat 18.00’da sahnelenen “Yaramazlar Sirki” ile yetişkinler için saat 20.00’de oynanan ‘’Haybeden Gerçeküstü Aşk’’ adlı iki ayrı tiyatro oyunu, izleyenler tarafından büyük alkış aldı.

Yönetmenliğini Abdullah Yüksekcan’ın yaptığı tiyatro oyunu yaklaşık iki saat sürdü. Çocuk oyununun amacının ise “çocukların eğitimlerinin yanı sıra müzikli, danslı oyunla çocukları motive etmek, kişisel gelişimlerine katkı sağlamak ve eğlendirmeyi amaçlamak” olarak açıklandı.

https://www.turkedebiyati.org/ da yer alan yazıda bu konuda şöyle denildi:

TİYATRO NEDİR?

Herhangi bir olay, durum veya tasarının sahnede canlandırılması amacı ile yazılmış eserlere “dramatik metinler” denir. Bu metinlerin sahnede canlandırılması ile ortaya çıkan sanat da tiyatro olarak adlandırılır. Tiyatro kelimesi Eski Yunan’da “bir oyunun oynandığı yer”i karşılamaktaydı. Tiyatro belirli bir metne dayalı olarak sahnelendiği için hem edebî bir tür hem de güzel sanatların bir dalı olarak değerlendirilir. Tiyatro metinleri genellikle sahnede canlandırılmak üzere yazılır ancak çok nadir de olsa sadece okunmak üzere kaleme alınmış tiyatro eserleri de bulunmaktadır.

Tiyatro pek çok diğer sanat dalı gibi dinî törenlerden doğmuş, zamanla bu niteliğinden sıyrılarak bir sanat hâline gelmiştir. Tiyatronun kökeninin, insanın doğa olaylarını kendi beden hareketleriyle temsil etme çabalarına dayandığı söylenebilir. Tarihi Sümer ve Mısır gibi eski uygarlıklara kadar uzanan tiyatro, özellikle Eski Yunan’da gelişmiş ve çeşitlenmiştir. Eski Şamanist inanç ve törenleri de tiyatronun doğuşunda rol oynamıştır.

Batılı anlamda tiyatro türü Türk edebiyatına Tanzimat Dönemi‘nde girmiştir. Tanzimat’a kadar Türk edebiyatında Karagöz, kukla, orta oyunu ve meddah hikâyeleri, köy seyirlik oyunları gibi türler tiyatro türünün yerini tutmuştur. Şinasi‘nin “Şair Evlenmesi” adlı eseri, Batılı anlamda tiyatronun edebiyatımızdaki ilk örneği kabul edilir. Şinasi’den sonra Nâmık KemâlAhmet Mithat EfendiRecaizade Mahmut Ekrem ve Abdülhak Hamit Tarhan gibi yazarlar tiyatro türünde eserler kaleme almıştır. Ahmet Vefik Paşa’nın Batı tiyatrosundan yaptığı uyarlamalar da bu türün ülkemizde yerleşmesinde etkili olmuştur.

Dramatik metinler; olay, mekân, zaman ve kişiler gibi temel yapı unsurlarından oluşur. Tiyatroda olayların ortaya çıkıp gelişmesi ve sonuçlanması için genellikle bir çatışmaya ihtiyaç duyulur. Farklı değerler ile kişiliklerin karşı karşıya gelmesi ile oluşan çatışmalar, merak duygusunu da canlı tutar. Tiyatro, canlandırma esasına bağlı bir tür olduğu için mekâna ait unsurlar belli bir dekor çerçevesinde sahneye kurulur. Bu dekorun değişmesi ile çeşitli sahneler oluşur.

Tiyatro metinleri ele aldıkları konu ve konuyu işleyiş biçimlerine göre trajedi, komedi ve dram olmak üzere başlıca üç türe ayrılır. Trajedide kişi ve konular tarihten seçilirken izleyiciye bir dersin verilmesi amaçlanır. Trajedi kendine özgü kurallara bağlı bir türdür. Komedide insan ve hayatın gülünç yönleri ele alınır. Dram ise her iki türün özelliklerini kendisinde toplar ve hayatın bütün yönlerini sahneye taşır.

Tiyatro metinleri sahnede canlandırılmak amacıyla kaleme alındığı için diğer edebî türlerden farklı özellikler taşır. Bu özellikleri kavrayabilmek için öncelikle tiyatro ve onun öğeleriyle ilgili bazı kavramların açıklanması gereklidir.

https://www.plastikciyiz.biz/haberler/de yer alan yazıda tiyatro ile ilgili şu bilgiler veriliyor:

TİYATRONUN FAYDALARI

Kültürel gelişmeyi sağlayan gizil güçlerden biri de tiyatrodur; öyle ki sanatsal yaratıyı en etkin biçimde topluma aktaran bir araç durumun¬dadır. Tiyatro uyarı görevini yaptığı kadar, toplumu ortak kompleks¬lerinden arındırır, onlara gerçek düşünce erkini, özgürlüğünü sağlar.

Devletin kültür izlencesi kapsamında yer alması gereken en önemli girişimi, yetişme çağında olan gençleri tiyatro eyleminin içine kat-mak olmalıdır.

Bir yaşam bilimi ve toplum sanatı olan tiyatro, halkın önüne bir sonuç olarak çıkar. Ne var ki, tiyatronun bir sonuç olması yanı sı¬ra araç olma niteliği de vardır. Tiyatronun sonuç oluşu onun sanatsal bütünlüğünü, araç oluşu ise eğitimsel gücünü açığa çıkartır.

Okullar¬da tiyatro çalışmalarının yararı çoktur. Bunların arasından şunlar vurgulanabilir.

Tiyatro Çalışmalarının Bireyler İçin Eğitici ve Yetiştirici Yönü:

1 – Katılanlara;

a) Dayanışmayı öğretir;
b) Toplum yaşamı için gerekli olan sorumluluk duygusunu sağlar;
c) Toplumun, kişiliği ezmesini önler;
ç) Düşünceyi eyleme sokma yeteneğini’ geliştirir;
d) Düşünerek, yorumlayarak okumayı öğretir;
e) Topluluk içinde konuşmayı öğretir;
f) Dil kaygısını, doğru ve güzel konuşmayı sağlar;
ğ) Oyuncunun vücut dilini kullanma becerisini artırır;
h) Çeşitli sanat dallarıyla ilgiyi sağlar;
i) Ve estetik algılama yeteneğini geliştirir.

2- Seyredenlere;

  1. Toplumun bir üyesi olarak özeni aşılar;
    b) Kamu bilincini sağlar;
    c) Sorunlar, üzerinde düşünmeyi, yargılamayı öğretir;
    ç) Sanatın geliştirici, değiştirici’ gücünü gösterir;
    d) Ve insanı çok yakından tanıtır.
    c) Toplumunu bilinçlendirir, sorunlara nesnel gözle bakılmasını sağlar;
    ç) Düşünce erkini ve özgürlüğünü öğretir;
    d) Toplumun aşama yapmasındaki süreyi kısaltır;
    e) Toplum duyarlığını artırır;
    f) Toplumu ortak bir estetik düzeye çıkarır;
    g) Birey-toplum ilişkilerinin kökenine iner;
    ğ) Ve toplumun kültür birikimini yansıttığı oranda, bu birikimin zenginleşmesine aracı olur.
    ı) Ulusal kimliği pekiştirir

Kaynak: https://www.plastikciyiz.biz/haberler/

Ali Celal KAYMAK