Ülkü Ocakları Eğitim ve Kültür Vakfı Genel Başkanı Ahmet Yiğit YILDIRIM ile Röportaj

Dijital Biz Dergisi Temmuz 2022 Sayısı’nda  Ülkü Ocakları  Eğitim ve Kültür Vakfı Genel Başkanı Ahmet Yiğit Yıldırım ile röportaj yaptı.Osmaniye Ülkü Ocakları İl Başkanı Burak BULUT, Genel Başkan Ahmet Yiğit Yıldırım’ın bu özel röportajını sosyal medya ve yerel basınla paylaştı.

Ülkü Ocakları Eğitim ve Kültür Vakfı çalışmalarından bahsedebilir misiniz?

Ülkü Ocakları, Liderimiz Sayın Devlet Bahçeli Beyefendi’nin ifade ettiği üzere ülkü erlerinin inancıyla, şehit ve gazilerimizin kahramanlığıyla bayraklaşmıştır.

Şanlı mazimizden aldığımız ilhamla bugünü ve yarını planlıyor, çalışmalarımızı; günümüzün gereksinimlerine, şartların zeminine ve gençlerimizin hem ilgi alanlarına hem de ihtiyaçlarına göre değerlendiriyoruz.

Günümüz gereksinimleri olarak her çağın vazgeçilmezi elbette bilgi ve eğitim ihtiyacı, bu husus bizim yok sayamayacağımız, çalışmalarımızda ileriye dönük tutumlar göstereceğimiz hassasiyetimizdir.

Günümüz şartlarında ise Dünya’yı derinden etkileyen salgın dönemi olmuştur. Fiziken eksik kalınan eğitim ve sosyal faaliyet döneminde, dijital ortamda artırılmış gerçeklik teknolojisi ile getirilen yenilikleri bizlerde Ülkü Ocakları olarak eğitim formatında hayata geçirdik ve eğitim-öğretim için yararlı bir potansiyel olacağını birçok çalışmamızla deneyimledik.

Gençlerimizin de günümüzde teknoloji ile doğrudan bağlantılı olması hatta hayatlarının büyük bir yüzdesini sanal ortamda sürdürmelerini, değerlendirmelerimizde başa tutturduk. Onların teknoloji ile bağlantısında zararları en aza düşürerek fayda sağlayabileceğimiz dijital ortamlar oluşturduk. Eğitim ihtiyaçları açısından bakıldığında, hemen her kademeden öğrenci gruplarına hitap eden yazılım çalışmalarımız olduğunu söyleyebiliriz.

Fiziki anlamda ise aynı değerlendirmeleri ele alarak çalışmalarımızı büyük bir sorumluluk ve bilinç ile hem Genel Merkez kapsamında hem de il-ilçe Ocaklarımızda sürdürüyoruz.

Biliyoruz ki; bir gence bir gelecek vermek, ülkemize ferah bir istikbal vermektir.

Blokzincir Akademisi hakkında bilgi verebilir misiniz?

Gelişen internet teknolojileri karşısında sadece izleyici değil üretici olmak amacıyla Blokzincir Akademisi’ni kurduk. İnternet endüstrisi birçok disiplinin bir araya geldiği bir alan. Bundan dolayı Blokzincir Akademisi derslerinde konunun hem teknolojik hem finansal hem de hukuksal yönü üzerine alanında uzman isimler ile farklı dersler verdik.

Ayrıca akademiye gelen başvuruları tek tek inceleyerek, hangi öğrencinin hangi dersleri almasının faydalı olacağını düşünerek bir grup seçimi yaptık.

Akademimize katılan her insanın eğitim alarak yeni yetenekler kazanması sağlandı. Bu noktadan sonra üretim aşamasına geçerek eğitimlerle elde edilen yeteneklerin ürünlere dönüşmesi sağlanacak.

Metaverse ve NFT hakkında neler düşünüyorsunuz? Ülkü Ocakları Eğitim ve Kültür Vakfı’nın bu alanda vizyonu nedir?

Biz bu noktada popüler kavramların değişebileceğini fakat değişmeyecek tek konunun her geçen gün Türk coğrafyasının dijital araçlarla birbirine daha da yakınlaştığı olduğunu görüyoruz. İnternet teknolojilerinin 3. evresinde kullanıcıların varlıklarını göstermek için kullanacağı araçlardan biri NFT. Bu NFT’lerin daha fonksiyonel olarak kullanıldığı mecralardan biri de sanal evren konseptleri yani metaevrenler. Fakat biz Ülkü Ocakları olarak biliyoruz ki teknoloji dinamikleri çok hızlı değişiyor. Dolayısıyla yarın yepyeni bir kavram gündeme gelebilir. Tıpkı Twitter kurucusunun bahsettiği DID isimli kavram gibi. Bizim vizyonumuz tüm fırsat ve risk senaryolarını Türk milletinin lehinde olacak şekilde izlemek ve gerekli yerde fikirlerimiz, projelerimiz ile konumlanmaktır.

Dijitalde Birlik Programınızdan bahseder misiniz?

Dijitalde birlik programı esasında internet teknolojilerini kullanarak Türk dünyası arasında birliğin dijital ortamda da sağlanmasını esas alan stratejiler içermektedir. İnternet teknolojilerinin 90’lı yılların başından itibaren gelişmesiyle beraber ilk olarak Web1 denilen dönem yaşanmıştır. Kısıtlı üreticinin olduğu bu dönemde internetin içerik üretim kısmı sosyo-ekonomik olarak dar bir kesimde kalmıştır. 2000’li yıllarda gelişen erişim imkanları ve ucuzlayan altyapı maliyetleriyle beraber Web2 denilen evre gerçekleşmiştir. Özellikle sosyal ağların lokomotifi olduğu bu dönemde içerik üretici sayısı hızla artmış ve toplumun tüm kesimlerinden insanlar içerik üretmeye başlamıştır. Bu dönemin daha ilk günlerinde sosyal medya kullanıcıları Türk birliğini hedefleyen sanal topluluklar oluşturmuştur. Fakat ilerleyen yıllarda Türk birliği düşüncesinin dijitale yansıyan halinin teknik bir problem olduğu ve çözümü için yıllar gerektiği anlaşılmıştır.

Permakültür Sürdürülebilir Tarım Projesi hakkında bilgi verebilir misiniz?

Permakültür, özellikle şehirlerde; balkon, teras ve bahçe gibi değerlendirilebilir alanlarda herkesin kendi sebze ve meyvesini yetiştirmesini sağlayan ve bunun da sürdürülebilir hale getiren bir tasarım modelidir.

Bizler, Başbuğumuz Alparslan Türkeş Beyefendi’nin 9 Işık Doktrini’ndeki “Köycülük” İlkesi ve Liderimiz Sayın Devlet Bahçeli Beyefendi’nin “Toprağın dili tarımdır” anlayışı çerçevesinde çalışmalarımıza başladık.

Permakültür-Sürdürülebilir Tarım, dünyadaki iklim krizine, su krizine, dikkat çekebilecek bir projedir. Tarım alanları olmasa da evin bir köşesinde, bahçenin bir ucunda yani hemen hemen her yerde tarım yapılmasını mümkün hale getiriyor. Tarım yapmak için büyük bir sanayi gücüne ihtiyaç kalmıyor. O yüzden çevreye ve doğaya ciddi anlamda katkısı olacağını şimdiden görüyoruz.

Biz de Ülkü Ocakları terasımızda uygulamaya geçtik şimdi 16 çeşit sebze meyve yetiştiriyoruz, bıldırcın beliyoruz, arıcılık yapıyoruz. Permakültür-Sürdürülebilir Tarım’ın çevrim içi sertifikalı eğitimlerini de verdik. Her ilden arkadaşlarımız artık bu konuda bilgi sahibi oldu. Şu anda her Ocağımızda permakültür projelerini uygulayan bu konuda eğitimli arkadaşlarımız var. Permakültür-Sürdürülebilir Tarım alanında yardımcı ve bilgilendirici bir kaynak olarak da Permakültür-Sürdürülebilir Tarım El Kitabı çıkardık. İsteyen herkes bu kitabımıza Ülkü Ocakları resmî web sitemizden erişebilir ve il-ilçe Ocaklarımızdan bu kitaba yanında ayrıca hediyemiz olan tohum kalemlere ücretsiz bir şekilde sahip olabilir.

İklim Krizi ve Türkiye Raporu yayınladınız. Bu rapor hakkında bizlerle paylaşmak istediğiniz önemli noktalar nelerdir?

İklim değişikliğinin etkisi sadece sıcaklıklardaki artıştan ibaret değildir. Kuraklık, seller, şiddetli kasırgalar gibi aşırı hava olaylarının sıklığı ve etkisinde artış, okyanus ve deniz suyu seviyelerinde yükselme, okyanusların asit oranlarında artış, buzulların erimesi gibi etkenler sonucunda bitkiler, hayvanlar ve ekosistemlerin yanı sıra insan toplulukları da ciddi risk altındadır. Bilim dünyası, iklim değişikliğinin yıkıcı etkilerini en aza indirmek için ortalama sıcaklıklardaki artışın azami 2°C ile sınırlanması gerektiğini belirtiyor. Bu hedefin tutturulması için atmosferdeki CO2 oranının 450 ppm seviyesini aşmaması gerekiyor.

Mevcut politikalar ve uygulamalar ile bu orandaki artışın devam edeceği öngörülmektedir. Tarım ve hayvancılığı derinden etkileyecek olan iklim değişikliği sebebiyle, küresel ve kitlesel göç dalgalarının yaşanması beklenmektedir.

Ülkü Ocakları olarak hazırladığımız “İklim Krizi ve Türkiye Raporu” içerikli stratejik araştırmalar raporu büyük takdir toplarken, Paris İklim Anlaşması’nın TBMM’de onaylaması da sorunun önemine işaret ediyor.

Dünyayı ve haliyle ülkemizi de etkileyecek tüm sorunlara karşı her alanda çalışmalarımızı sürdürmeye devam edeceğiz.

Kaynak: Dijital Biz Dergisi

HASAN KILIÇ