Bilinsin ki böyle tahriklerle bir yere varamayacaklar, Türk Milleti de bu yapılan ve söylenenleri unutmayacaktır. Çünkü Türk Milleti bu coğrafyada sözde müttefik veya dostların yardım ve himmetiyle değil damarlarındaki asil kanın kudretiyle hüküm sürmüştür ve kıyamete kadar da devletini payidar kılacaktır.
Türk Ocakları tarafından Irak’ın kuzeyindeki olayla ilgili olarak yapılan yazılı açıklamada şöyle denildi:
Bölücü terör örgütü PKK’nın 20 Temmuz 2022’de Irak’ın Dohuk Vilayeti’nin Zaho İlçesi’nde bir dere kenarına düzenlediği saldırıda sivil halktan ölenler ve yaralananlar olmuştur. PKK destekçileri ve İran destekli gruplar saldırı dolayısıyla Türkiye’yi suçlamışlar, Irak hükûmeti aynı doğrultuda açıklamalar yapmış ve yapılan bir gösteride Türk bayrağı yakılmıştır.
Türk güvenlik kaynaklarının konuya ilişkin açıklamasında, Irak’ın kuzeyindeki operasyonlar sonucunda terör örgütünün dağılma noktasına geldiğini, örgütün içinde bulunduğu zor durumdan kurtulmak için yalan, dezenformasyon gibi ahlak dışı yollarla çıkış arayışında olduğu vurgulanmıştır.
Dışişleri Bakanlığının konuya dair açıklamasında; ilk belirlemelere göre 8 kişinin hayatını kaybettiği 23 kişinin yaralandığı saldırıdan duyulan üzüntü ifade edildikten sonra Türkiye’nin sivillere yönelik saldırıların karşısında olduğu, “terörle mücadelesini uluslararası hukuka uygun şekilde, sivillerin, sivil altyapının, tarihi ve kültürel varlıklar ile tabiatın korunmasına azami hassasiyet göstererek yürüttüğü”, belirtilmiş ve Irak hükümeti yetkililerine, hain terör örgütünün söylem ve propagandasının etkisi altında açıklamalar yapmamaları ve bu elim hadisenin gerçek faillerinin açığa çıkarılması için işbirliği çağrısında bulunulmuştur.
Irak Başbakanı Kazımî’nin Türkiye’yi suçlaması ve fiilen hiçbir etkisinin olmadığı Zaho’daki olay dolayısıyla “karşılık verme hakkını saklı” tuttuklarını ifade etmesi, kerameti kendinden menkul Irak hükûmetinin Türkiye’nin bölgedeki askerilerini geri çekmesini talep etmesi bu hadisenin kimler tarafından ve hangi amaçlarla kurgulandığının açık bir göstergesidir.
Şurası açıktır ki, Irak ve Suriye’de mezhep faktörünü istismar ederek hakimiyetini genişletmeye çalışanlar ile Türkiye’nin Irak ve Suriye’nin kuzeyinde bölücü terör örgütü PKK ve uzantılarına meydanı dar etmesinden rahatsız olanlar, provokatif eylemlerinin suçunu ordumuza atıyor, kirli ellerini bayrağımıza uzatıyorlar. İçeride de hukukçu görünümlü fırsatçı hainler içlerindeki kin ve nefreti kusuyor ve etnikçi söylemlerle kışkırtmalara devam ediyor.
Bilinsin ki böyle tahriklerle bir yere varamayacaklar, Türk Milleti de bu yapılan ve söylenenleri unutmayacaktır. Çünkü Türk Milleti bu coğrafyada sözde müttefik veya dostların yardım ve himmetiyle değil damarlarındaki asil kanın kudretiyle hüküm sürmüştür ve kıyamete kadar da devletini payidar kılacaktır.