İl Müftü Yardımcısı Muhammed Değirmenci tarafından kıldırılan cenaze namazının ardından Şehidimiz Piyade Sözleşmeli Er Atakan Çakır’ın cenazesi Osmaniye Şehitliğine defnedildi. Şehidimizin tabutu üzerine sarılı olan Türk Bayrağı, Vali Dr. Erdinç Yılmaz tarafından Şehidimizin ailesine teslim edildi.
Şehidimiz Piyade Sözleşmeli Er Atakan Çakır, Osmaniye’de Toprağa Verildi.
Hakkâri’nin Şemdinli İlçesi Tekeli köyü yolu üzerinde mayın arama ve tarama faaliyeti sırasında silah kazası sonucu şehit olan Piyade Sözleşmeli Er Atakan Çakır, Osmaniye’de toprağa verildi.
Şehidimiz için İkindi namazına müteakiben Asri Mezarlık Camiinde cenaze töreni düzenlendi. Cenaze törenine; Vali Dr. Erdinç Yılmaz, Osmaniye Milletvekilleri Mücahit Durmuşoğlu ve İsmail Kaya, 39. Mekanize Piyade Tugay Komutanı Tuğgeneral Hakan Tutucu, Garnizon Komutanı Topçu Albay Hakan Kocabaş, Belediye Başkan Vekili Mehmet Hulusi Akkuş, Cumhuriyet Başsavcısı Uygur Kaan Arısoy, Osmaniye Korkut Ata Üniversitesi Rektör Vekili Prof. Dr. Alpaslan Dayangaç, Baro Başkanı İbrahim Halil Yavuzdoğan, Vali Yardımcısı Dr. Ömer Faruk Günay, İl Jandarma Komutan Vekili Jandarma Albay İlkay Gül, İl Emniyet Müdürü Ahmet Selçuk Okumuş, ilçe ve kasaba belediye başkanları, kamu kurum ve kuruluşları il müdürleri, sivil toplum kuruluşları temsilcileri, siyasi parti temsilcileri ve vatandaşlar katıldı.
İl Müftü Yardımcısı Muhammed Değirmenci tarafından kıldırılan cenaze namazının ardından Şehidimiz Piyade Sözleşmeli Er Atakan Çakır’ın cenazesi Osmaniye Şehitliğine defnedildi. Şehidimizin tabutu üzerine sarılı olan Türk Bayrağı, Vali Dr. Erdinç Yılmaz tarafından Şehidimizin ailesine teslim edildi.
Cenaze töreninin ardından, Vali Dr. Erdinç Yılmaz ve protokol mensupları, şehidimizin ailesine başsağlığı ve sabır dileklerini ilettiler.
Valilik basın
ŞEHİTLERİN ALLAH KATINDA DERECELERİ ÇOK YÜKSEK
Şehit’lerin Allah katında dereceleri pek yüksektir. Hak yolunda şehit olanlar, sonsuz bir hayata sahiptirler. Bunlar sonsuz bir alemde daima mızıklandırılacaklardır. Bunların bu özelliklerinden dolayıdır ki, ayrıca yıkanmaları gerekmemekte ve kanlı elbiseleri kendileri için bir seçkinlik nişanı olmaktadır. O kan, bir ibadet eseridir.
İnsanın iyi haller içinde yaşayıp şehit olarak ölmesi, onun hakkında
pek büyük bir saadettir. Bir hadis-i şerifte şöyle buyrulmuştur: “şehitliğe ermesini yüce Allah’tan ihlasla dileyen kimseyi, döşeğinde ölmüş olsa dahi şehitlik mertebesine eriştirir” işte bu, ihlasın ve güzel niyetin, yüksek derecelere ulaşma sevgisinin bir mükafatıdır.
Müslümanlar üzerine, Allah (c.c.) tarafından farz kılınan Cihad görevini üstlenenler aldıkları tevhid sancağını uzun ve zahmetlerle olu’ bir yolda taşırken sonsuza kadar sürecek olan bu Cihad ve mücadele esnasında elde edilecek üstünlük uğranılacak mağlubiyet ve her türlü engeli göze almış ve peşinen kabullenmişler demektir.
.. Elbette ki bu yolda yürüyenler arasında şehit düşecekler olacaktır. Bunlar şerefli, değerli ve temiz ölülerdir. Allah yolunda, milli ve manevi değerler uğrunda mücadele ederken öldürülenler gerçekte ölü değil, diridirler. Onlara ölü demek doğru değildir. Allah onlara “diri” diyor onlar mutlaka diridirler. Onlar görünüşte öldürülmüşlerdir. Maddi gözle bakanlar onları böyle görürler. Fakat ölümün ve hayatın gerçek yüzleri böyle yüzeysel ve basit bir ölçüyle değerlendirilemez. Hayatın birinci özelliği faaliyet, büyüme ve harekettir. Ölünün ilk özeliği de, hareketsizlik, donukluk ve geride kalanlarla irtibatın kesilmesidir. Bu açıdan baktığımızda şehitlerin ölmediklerini görürüz. Çünkü Allah yolunda öldürülen bu kimselerin uğrunda hayatlarını feda ettikleri değer, hakkın kuvvet bulmasıdır. Dolayısıyla savundukları idealler onların kanları ile sulanıp boyatmakta, şahadetleri geride kalanların morallerini yükseltip onlara destek olmaktadır. O halde şehitler, hayatı yönlendirip şekillerdırmede aktif, itici ve etkin bir unsur olarak yaşamaya devam etmektedirler.
Belirttiğimiz bu özellikleri ile veya hakikatini idrak edemediğimiz başka günlerden Rableri katında da diridirler. Allah’ın onlar hakkında “Onlar diridirler fakat. siz farkında değilsiniz” buyurması diri olduklarını ısbata yeterlidir.
Evet! Onlar hem diridiler hem de Allah katında en güzel lütuf ve ikramlara kavuşmakta, en büyük ecir ve mükâfatı almaktadırlar. Sahih-i Müslim’de geçen şu hadis-i şerif onların içinde bulundukları durumu çok güzel ifade etmektedir.
“Şehitlerin ruhları, cennette yeşil bir kuş. Olarak diledikleri gibi gezerler. Sonra arzın altına asılmış kan dillere yaklaşırlar Allah onlara bakar ve: “Ne istiyorsunuz?” diye sorar. Onlar şöyle derler: “Bundan daha güzel ne isteyebiliriz ki? Sen bize hiç bir yaratığa vermediğin lütufları verdin.” sonra yüce
Allah onlara aynı soruyu tekrar sorar. Onlar, mutlaka birşey istemeleri gerektiği konusunda ısrar edildiğini görünce şöyle dilekte bulunurlar:
‘Ey rabbimiz! .Senden bizi bir daha dünyaya döndürmeni ve senin yolunda ikinci bir defa şehit oluncaya kadar savaşmayı nasip etmeni istiyoruz.”
Yine E.bu Hureyre’nin (r.a.) rivayet ettiği bir Hadis-i Şerifte Resulullah (s.a.) şöyle buyurdu:
Cenab-ı hak kendi yolunda cihat’a çıkanlara kefil olmuş ve şöyle buyurmuştur:
“O sadece benim yolumda, bana inandığı, Resulünü tasdik ettiği için cihada çıkarsa, ben ona kefil oluyorum. Onu ya cennete koyacağım veya elde ettiği o sevap ve ganimetle beraber çıktığı evine geri döndüreceğim.”
Görülüyor ki, Müslümanlar için Cenab-ı hak yaşamlarında Cihad sevabı, ölümlerinde ise şehitlik mertebesi gibi iki büyük mükafat hazırlamıştır. Bizleri de Allah (c.c.) dünyada ve ahirette bu iki nimetin tadına varanlardan eylesin. ” http://www.gokbayrak.com/dergi-