1990 yılından bu güne kadar Azerbaycan’ın değişik bölgelerinde Azerbaycan ve Ermenistan arasında ilan edilmemiş savaş devam etmektedir.
Bu savaşın en kaynar noktası Karabağ’dır. Azerbaycan toprağı olan Dağlık Karabağ 30 yıldır ki Ermenilerin işgali altındadır. Yolunu kaybetmiş Ermeniler bu sene 2020 daha da azgınlaşmıştır. Durmadan sınırda yerleşen köylere, askeri birliklere ve sivil insanlara ateş açmaya başladılar. Uzun yıllar sabır gösteren Azerbaycan ali Başkomutanı Cumhurbaşkanı İlham Aliyev Ermeni’ye dur demenin, onları yerinden oturtmanın zamanı geldiğini dünyaya haykırdı ve uygulamaya geçti. Türkiye’nin ve en önemlisi Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın maddi, manevi desteği ve iki devlet başçısının el ele verip bir olması Azerbaycan askerinde düşmana karşı büyük ruh yüksekliği yaratmıştır.
Uzun yıllardır ki, Azerbaycan askeri bütün Hıristiyan dünyasına karşı savaşıyor. Her ne kadar topraklarımız işgal altında olsa da yine de yiğitlerimiz dimdik ayaktaydı. Aslında Ermenilerin arkasında bu kadar büyük Hıristiyan devletleri ve kudurmuş Ermeni lobisi olmasaydı Azerbaycan askeri bir günde bu toprakları Ermeniye mezar ederdi. Çünkü yolunu kaybedeni, kuduranı, nankörü ancak böyle terbiye etmek olurdu.
Devlet başkanı İlham Aliyevin Ermenilere karşı muharebe ilan etmesi, Azerbaycan oğullarını savaşa çağırması tüm halkı sevindirdi. Halk bu çağrıyı çoktan bekliyordu. Ülkede harp ilan edildi. Eli silah tutan yaşlısı, genci, kızı, kadını demeden savaşa hazır olduklarını bildirdiler. Binlerce yiğit Karabağ yolunu tuttu.
44 gün süren bu savaş Azerbaycan oğullarının zaferi ile sonlandı.
Binlerce oğul bu savaşa altın harflerle adını yazdı.
Bu yiğitlerden biri Haliddin Nesibov Vagif oğludur. O, 1998 yılında Gazak şehrinin Karapapak köyünde anadan olmuştur. Orta okulu bitirdikten sonra 2012–2015 yıllarında Haydar Aliyev adına Harbi Kolejde üç yıl tahsil aldıktan sonra, yene Haydar Aliyev adına Azerbaycan Ali Harbi Mektebinde(AAHM) 2015- 2019 yılarında ali harbi tahsil almıştır. Tahsilini bitirdikten sonra Ağcabedi şehrindeki harbi hissede genç askerlere eğitim vermiş, üç ay sonra ön cepheye gitmiş. Takım komutanı, bölük komutanı , baş teğmen görevlerinde çalışmıştır.
2020 yılında Karabağ savaşı başlayandan Haliddin ön cephede dövüşlere katılmıştır. Savaşa gitmeden önce annesine ve babasına böyle bir mektup yazmış: “Asker gediyorum, belki dönmedim. Şehit olup cenazem bayrakta gelir. Bu mektubu yazıp vedalaşırım. Belki bir daha görüşemeyiz. Bana helallik verin. Fahir eyleyin ki, ben şehit olayım.” Vatan yolunda şehit olacağı sanki Haliddin’in içine doğmuştu.
Haliddin Nesibov 27 Eylül 2020’de Ermenistan’ın işgali altında olan Hocavend’in azatlığı uğrunda savaşıp. Haliddin Nesibovun babası Vagif Nesibovun dediğine göre Ermenilerin işgali altında olan arazinin 14 km içerisine girmeyi albay Elnur Memmedov emretmiş. Aslında oraya önce keşif yapılmalı ,sonra asker girmeliymiş. Böylelikle 31 yiğit Ermeniler ablukaya alınarak şehit etmişler.
Kurşunları bitmiş, el bombalarının ümidine kalmış Şehit teğmen Haliddin’in telsizdeki sesi her şeyi açıklıyor: Gelmeyecekler, sattılar bizi. Sattılar bizi kahpeler. El bombalarını yanınıza koyun, onlar gelen gibi atarız. Sonra telsizin o biri ucundaki arkadaşı Şehriyarı arıyor ve ondan ses gelmiyor. Çünkü O artık şehit olmuştur.
Haliddin’den bu son konuşma , bir de bitiremediği vatan şiirleri kalmış.
HARBİÇİ SANATI
Ömrümün günümün çılgın çağında
Çocukluk vaktinin kolay anında
Fikrimdeki meslek birden değişti
Harbici sanatı aklıma geldi
Dedim ki vatana hizmet edeceğim
Lazım olursa da canım vereceğim
Yalnız Allah karşısında ben diz çökeceğim
Doğma Karabağ’ım işgal altında
Şuşa’mız Hocalı’mız ayak altında
Bu toprakları ben özgür edeceğim
Düşmanın elinden azat edeceğim
14 yaşından üniforma giyiyorum
Vatanı canımda çok çok seviyorum
Bu şiiri yazmada bunu diyorum
Azerbaycan askeri sen vatan koru
ŞEHRİYAR:
Şehriyar İsa oğlu Esgerov 17 Nisan 1991 yılında Celilabad şehri, Prişip ilçesi Göytepe köyünde dünyaya gelmiştir.
Azerbaycan ordusunun çavuşu olan Şehriyar Esgerov 27 Eylül 2020’de Hocavend’in azatlığı uğrunda savaşmıştır. Savaşın son günü Haliddinle beraber şehit olmuştur.
Şehriyar’ın yaralı yaralı amcası oğlu Elvinle konuşması da onların yardımına kimsenin gelmediğini ispat ediyor:
-Ne oldu, Nerdesin? İyi misin?
– Yok, ayağımdan yaralanmışım.
-Yardıma gelen var mı?
-Yok.
-Dronda mı yoktur? Hastaneye mi getirdiler?
-Yok. Hakkını helal et,
-Bizim ne hakkımız var?
-Cennette görüşürüz.
-Cennet nedir, evde görüşürüz,
-Vatan sağ olsun.
Bu da Şehriyarın amcası oğlu ile son konuşması oluyor.
Bir de Şehriyardan böyle bir mektup kalmış:
Aziz atam ve anam, siz bu mektubu okuyorsanız artık ben ahret dünyasındayım. Biz çocuk olurken bizlere İmam Hüseyin’den ve onun şahadetinden bahsederdiniz. Öyle çocukken o konuştuğunuz şehitlik zirvesinin arzusunda oldum. Şükürler olsun ki, Rabbim beni de o zirveye getirdi. Biliyorum, anacan evlat kaybı sana ağır gelecek , amma senden ricam odur ki, ağlayıp düşmanı sevindirme. Üç renkli bayrakta beni getirdiğinde, hanım Zeynep’in musibetini düşün ki, yavrusunu kurban verdi ve Heymetten (çadır) dışarıya çıkmadı. Sen de öyle dayanıklı ol! Sevin ki, şehit anasısın. Sevin ki, evladın Ağamız Hüseyin misafirdir. Güzel bacım ve kardeşim sizleri de çok istiyorum, başınızı her zaman dik tutun. Sizleri önce Allaha daha sonra birbirinize emanet ediyorum. Yazmaya çok sözler var, ama sizleri daha çok üzmek istemiyorum. Hakkınızı helal edin. He, bir de anacan söz vermiştim sana ki, topraklarımız azat olduktan sonra Şuşa’ya dinlenmeye gönderecektim. Özür dilediğimi say anacan, ilk defa sana verdiğim sözü tutamadım. Öpüyorum sizleri. İsa ve Hatice’yi her gün benim yerime de öpün! İnşallah cennette görüşürüz. Hakkınızı helal edin! Oğlunuz Şehriyar”
NATİK:
Natiq Saleh oğlu Bahşeliyev başka bölgede şehit olup.. O 7 Haziran 1980 yılında Bakü şehrinde anadan olmuştur. Azerbaycan Teknik Üniversitesinin Otomekanik fakültesini bitirir ve aynı yıl Azerbaycan Cumhuriyeti Savunma Bakanlığının 25 ağustos 2001 yıl tarihli emri ile teğmen rütbesi almış ve bataryanın Baş zabiti vazifesine tayin edilerek harbi hizmete çağırılmıştır. 2003 yılından N sayılı harbi hisseden terhis olunup, yedek asker statüsündeydi.
Azerbaycan ordusunun teğmeni olan Natiq Bahşeliyev 27 Eylül 2020’de Azerbaycan Silahlı Kuvvetleri tarafında Ermenistan’ın işgali altında olan bölgelerin azat edilmesi uğrunda savaşa katılır. Natiq Bahşeliyev 20 Ekim’de Hocavend savaşları sırasında Ergüneş dağı istikametinde şehit olmuştur.
Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev’in 15.12.2020 tarihli kararnamesine esasen bu yiğitler ölümlerinden sonra bir çok madalya ile ödüllendirilmişler.
Bu savaşa gönüllü olarak katılan yiğitler de az olmamıştır. Bunlardan ikisini örnek göstere biliriz:
Bunlardan biri İbrahim Allahverdiyev Vidadi oğludur. İbrahim Allahverdiyev 1978 yılında dünyaya gelmiştir. Okulu bitirdikten sonra Teknik Üniversitesinde okumuş, aynı zamanda harbi tahsil alarak zabit rütbesi kazanmıştır. Yedekte bulunan zabit gibi 2003-2005 yıllarında Nahçıvanda harbi hizmette olmuştur.
Tovuz atışmalardan sonra gönüllü olarak harbi hizmete yazılmıştır. Ve 20 eylülde Qusarın 651 sayılı harbi kısmına talime çağrılmıştır. Baş teğmen gibi savaşın ilk günlerinden son gününe dek cephede olmuştur. Ali Başkomutanın kararnamesi ile, Füzuli’nin,Qubadlı’nın ve Hocavendin azat olunmasında hizmetinden dolayı madalyalarla ödüllendirilmiştir.
Böyle gönüllülerden biri de Hasanov Rasim Şakir oğludur. O, 1989 yılında Bakı şehrinde dünyaya gelmiştir. 2007-2008’ci yıllarda N sayılı harbi kısımda hizmette olmuştur. Kooperasiya Üniversitesini bitirmiştir.Ali Baş Komutanın Kısmen Seferberlik ilan ettiği kararnameye esasen gönüllü olarak Vatan savaşında iştirak etmiştir.
Tüm şehitlere Allah’tan rahmet diler, zaferle dönen yiğitlere zaferiniz kutlu olsun diyoruz.
MENDERES DEMİR