Osmaniye’de Halk Sağlığı Haftası Etkinlikleri Kapsamında İlimiz Özden Huzurevi Ziyaret Edildi
Türkiye’de her yıl 3-9 Eylül tarihleri arasında Halk Sağlığı Haftası etkinlikleri gerçekleştirilmektedir. Bu yıl halk sağlığı etkinlikleri için “Kronik Hastalıklarda Tarama ve İzlemler” tema olarak belirlenmiş olup, İl Sağlık Müdürlüğü olarak kronik hastalık (hipertansiyon, diyabet, obezite ve kardiyovasküler risk değerlendirmesi) tarama ve izlemlerinin önemi konusunda vatandaşların farkındalığını arttırmak ve bilgilendirmek amaçlanmaktadır.
Halk sağlığı haftası etkinlikleri kapsamında İlimiz Özden Huzurevi sakinlerine yapılan ziyarette İl Sağlık Müdürü Dr. Hasan Öznavruz; Hastalıkların erken tanınması ve tedavi edilmesi, sağlık ve sosyal kuruluşlar aracılığı ile bireylere beden ve ruh sağlığını koruyacak bir yaşam düzeyinin sürdürülebilir biçimde sunulmasının halk sağlığı çalışmalarının hedefleri arasında yer aldığını belirterek, büyüklerimize sağlıklı ömürler diledi.
Ayrıca, Sağlıklı Hayat Merkezimizde görevli diyetisyen tarafından kronik hastalıklar hipertansiyon, diyabet, obezite ve kardiyovasküler hastalıklarda beslenme konusunda eğitimin yanı sıra ağız ve diş bakımının önemi ve Huzurevi sakinlerine Diş hekimleri tarafından ağız diş muayenesi yapıldı.
Hafta boyunca İlçe Toplum Sağlığı Merkezlerimiz ve İlçe Sağlık Müdürlüklerimiz tarafından stant çalışmaları ve vatandaşlarımıza yönelik sağlık eğitimleri düzenlenerek bilgilendirme çalışmaları yapılacaktır.
YAŞLILARA HÜRMET VE YARDIM ETMENİN ÖNEMİ
Dinimizde yaşlılara saygı göstermek büyük önem taşır. İslam’da yaşlılara hürmet ve yardım etmenin önemi.
Ahmed er-Rifâî Hazretleri her gördüğü şahsa selâm verirdi. Bir köy veya kasabada birinin hasta olduğunu duysa, ilk fırsatta ziyaretine giderdi. Bir yolculuk esnasında karşılaştığı âmâların ellerinden tutar, gidecekleri yere kadar götürüverirdi. Bir ihtiyarla karşılaşacak olsa, elindeki yüke yardım eder ve etrafındaki dostlarına Peygamber Efendimiz -sallâllâhu aleyhi ve sellem-’in şu hadîs-i şerîfiyle nasihatte bulunurdu:
“Kim bir ihtiyara hürmet ve yardım ederse, Allah Teâlâ da ona, ihtiyarlığında hürmet ve hizmet edecek bir kimseyi ihsân eder.” (Tirmizî, Birr, 75)
Şehir dışına yapmış olduğu seyahatlerden dönüşte, ormana gider, odun keser ve merkebine yükleyerek şehre getirir; bu odunları dullara, çaresiz, fakir ve muhtaçlara dağıtırdı.
Mecnun ve kötürümlerin hizmetlerine koşar, elbiselerini temizler, birlikte oturur, onlarla sohbet eder, yemeklerini kendi elleriyle getirir ve yedirirdi. Sonra da onlardan duâ etmelerini isterdi. Müridlerine de:
“–Bu gibi acizleri ziyaret müstehab değil, vacip!..” derdi.
Birgün çocuklar oyun oynarken yanlarından geçmişti. Birkaç çocuk, Ahmed er-Rifâî Hazretleri’nin manevî heybetinden korkup kaçtı. Hazret-i Pîr, derhal arkalarından koştu ve büyük bir şefkat ve muhabbet içerisinde onları bağrına basıp gönüllerini fethetti ve:
“–Evlâtlarım! Görüyorsunuz ki, ben de âciz bir kulum! Sizi endişelendirdiysem hakkınızı helâl edin!” diye onlardan bir de özür diledi.
VELHÂSIL:
Hakk’ın rıza ve vuslatının tahsîl edildiği marifetullâh yolu, bembeyaz bir sayfaya benzer. Öyle ki, oraya yazılan bütün yazılar da bembeyazdır ve bunları yalnız Hak Teâlâ okur. Bu bakımdan ehlullâh, bir ömür boyu o sayfaya kara bir leke damlamaması için çırpınırlar, öyle ki bir karıncayı dahî incitmekten çekinirler ve rıza-yı ilâhîye nâiliyet için ahlâk ve hizmetlerini daima tertemiz bir hâlde Hakk’a arz ederler. Zîrâ Cenâb-ı Hak buyurur:
“…Muhakkak ki Allah, tevbe edenleri ve tertemiz olanları sever.” (el-Bakara, 222)
Kaynak: Osman Nuri Topbaş, İmandan İhsana Tasavvuf, Erkam Yayınları
HASAN KILIÇ