Mesleğe ilk defa atanan Fidanlar ile mesleğe bir ömür adamış olan çınarlarımız öğretmen yetiştirme geleneğimizde önemli ve anlamlı yeri olan Haruniye Köy Enstitüsü’nde bir araya geldiler.
Osmaniye il Milli eğitim Müdürlüğü tarafından “Geçmişten Geleceğe Öğretmenlik Mesleği Kod Aktarım” projesi kapsamında olağanüstü duygusal panel gerçekleştirildi.
Panele, Türk Eğitim tarihinin duayenlerinden Prof. Dr. Hikmet CELKAN, Eğitim Enstitüsü mezunu emekli öğretmenler, Osmaniye iline ilk defa atanan öğretmenler katılırken, Gaziantep Üniversitesi Öğretim Üyelerinden Doç.Dr.Erdal BAY, Doç.Dr.Bülent DÖŞ, Dr.Öğr.Üyesi Recep KAHRAMANOĞLU projenin içerisinde yer alarak destek verdiler.Panel kapsamında eğitim çınarları deneyimlerini ve duygularını genç öğretmenlere aktardılar.
İl Milli Eğitim Müdürü Aydın ALBAK, “Öğretmen; sosyal, bedensel, zihinsel ve duygusal gelişimini tamama erdirmiş mesleğin adıdır. Başka mesleklere benzemez. Sürekli kendini yenilemeye açıktır ve öğrendiklerini paylaşarak zekatını verir. Öğretmenlik mesleği toplumda en çok güven veren ve saygı duyulan meslektir. Bu güven ve saygıyı daha yükseklere taşıyacak olan ise yetişip gelen siz değerli öğretmenlerimizsiniz.” cümleleriyle açılış konuşmasını yaptı.
Prof. Dr. Hikmet Yıldırım CELKAN, 24 Kasım Öğretmenler Gününün tarihçesinden bahsederek konuya giriş yaptı. Öğretmenliğin sadece sınıfın içerisinde olmadığı ve sosyal varlık olan öğretmenin sürekli okuyan, öğrenen ve öğrenme arzusu içerisinde olan tek kişilik bir ordudur benzetmesini kullandı. Çok çalışma ile disiplini elden bırakmadan kazanılmış bir statü ile öğretmenlik mesleğini sürdürmeleri tavsiyesinde bulundu. İl müdürümüzün panelin sonuna kadar katılım göstermesinden son derece mutlu olduğunu da ayrıca belirten Celkan, yapılan bu çalışmanın da bir eğitim olduğu ve Osmaniye il milli eğitim müdürlüğünün böyle bir eğitim faaliyeti düzenlemesinin yeni göreve başlayan öğretmenler için büyük önem arz ettiğini ifade etti.
Projeye destek veren Doç.Dr.Erdal BAY; “Atanmış değil adanmış öğretmenler topluluğu ile birarada olmaktan dolayı mutlu ve umutlu olduğunu dile getirirken, Eski Eğitim Bakanlarından Mustafa NECATİ’nin öğretmen ataması yaptığı zaman atanan öğretmenlerle özel olarak ilgilenildiği gibi Osmaniye İline ilk defa atanan öğretmenlerimizin de İl Milli Eğitim Müdürümüz Aydın ALBAK’ın yakından ilgilenmesi önemli ve yerinde bir adımdır.
Panelistlerden emekli öğretmen Ahmet KAHRAMAN, ilk görev yerinin Düziçi olması sebebiyle 39 yıllık mesleki yaşantısında birçok tecrübeyi Osmaniye’de yaşamış olduğunu ve öğretmenlik mesleğini başka hiçbir mesleğe “Vallahi de billahi de değişmem” diyerek belirtti. Hazırlık yaparak işine giden bir öğretmenin iş disiplininin tüm hayatına yansıdığını ve bu olumlu alışkanlığın evde çocuklarına da sirayet edeceğine değindi. İyi bir ekip ile mesleğini sürdürdüğünü ve bunun bütün okulda olumlu etki yarattığını belirten Kahraman, kıdem olarak yetkin olan meslektaşlarının bildikleri konuları ya da çözüme ulaştırdıkları problemleri, yeni başlayan öğretmenlere cesaret gelsin diye yeniden sormalarını, fikirlerini almalarının olumlu etkilerinden bahsetti. İyi bir ekibe sahip olmak nimettir, diyerek sözlerini tamamladı.
Emekli Fen Bilimleri öğretmeni Süheyda ALTINTAŞ, okulu resmi bir kurum olarak değil evi olarak gördüğünü belirterek sözlerine başladı. İlk görev yerinin Düziçi ilçesi olduğunu, okulunu ve insanlarını çok sevdiğini, tayin hakkı olmasına rağmen bu sevgisinden dolayı hiçbir yere gitmediğini ve emekli olunca da Düziçi ilçesine yerleştiğini belirtti. Mesleğine adanmışlığını, emekli olmasına rağmen hala rüyalarında okulu gördüğünü ve müfettişler tarafından teftiş edildiğini ifade ederek “Aslında ben emekli olmadım” diyerek ifade etti. Yeni göreve başlayacak öğretmenlere en büyük tavsiye olarak “Herkesi sevin. İş arkadaşlarınızı özellikle çok sevin. Mutlu olun, paylaşımcı olun. Verimli olmanın anahtarı sevgiden geçer. Çocukların soru sormalarına sonsuz derecede müsaade edin.” cümlelerini söyledi.
Gaziantep Eğitim Enstitüsü mezunu emekli öğretmen Fahri KUYULU, her tarafın okul olduğunu ve her tarafta çocukların kolaylıkla birşeyler öğrendiği için öğretmenlik mesleğinin hem çok değerli hem de zor olduğundan ve yeni nesil çocukların yüksek algı seviyesinden bahsederek mesleklerini çok iyi bilmeleri hususundaki düşüncelerini paylaşarak sözlerine başladı. “İslam dini tebliğ dini olduğu gibi öğretmenlik mesleği de peygamber mesleğidir. Bu tebliği yaparken çocuklarla paylaşacağım en önemli şey tebessümümüzdür çünkü insanoğlu yaşlansa dahi gülüşü yaşlanmaz ve elimizdeki malzeme olan insan duygusu 50-60 yıl sonra ya nefret ya sevinç olarak karşımıza çıkar. Bundan dolayıdır ki, sizler gülüşünüzü miras bırakmak üzere elinizdekinin kıymetini bilerek branşınızın en iyisi olma yolunda ilerleyin.” Cümleleriyle konuşmasını sürdüren Kuyulu şehit öğretmenleri de yad ederek Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ e çok şey borçlu olduğumuz yönünde konuşmalarıyla sözlerini tamamladı.
Emekli matematik öğretmeni Ahmet VURAL, Gaziantep Eğitim Enstitüsünden mezun olduktan bir ay sonra göreve başlayıp, sabah namazıyla okula gidip gece 12’ de eve döndüğünü belirtti. Öğrencilerin birer çiçek olduğunu ve onları küstürmemek gerektiği üzerinde durdu. Vatanını, bayrağını, milletini seven öğrenciler yetiştirmenin öneminden bahseden Vural, ülke geleceğinde öğretmenlik rolünün ehemmiyetine dikkat çekti.
Panel bitiminde soru cevap kısmıyla öğretmenlerimiz düşüncelerini paylaştı. Öğretmenler kitaplarda yazılmayan meslekle ilgili çok önemli kodları birinci kaynaklardan elde etme imkanı buldular.Program, Milli Eğitim İl Müdürü Aydın Albak’ın panelistlere çiçek takdimiyle sona erdi.
Hasan KILIÇ