Sağlıklı bir dış görüntüye kavuşmak milyonlarca insanın ortak hayali. Ancak bu hayale kavuşmanın ağır bedelleri olabilir. Son yıllarda sayısında adeta patlama yaşanan burun estetiği operasyonlarının tam anlamıyla başarılı olarak tanımlanması estetik bir görüntü kadar, kusursuz çalışan burunla mümkün olabiliyor.
Son yıllarda estetik kaygıların modern sağlık teknolojileriyle desteklenmesiyle, burun estetiği operasyonlarının sayısında adeta bir patlama yaşandı. Ancak estetikle ilgili beklentileri önceleyip, burnu temel bir duyu organı olarak görmeyi ikinci plana iten yaklaşım, bu tip operasyonların başarısına gölge düşürüyor. İdeal bir operasyon burnun sağlıklı bir görünüme kavuşturulması kadar belki de en temel duyu organımızın asıl görevlerini eksiksiz yerine getirmesini de amaçlamalı. Bu ayrımın burun estetiği operasyonlarında son derece önemli bir yer teşkil ettiğini hatırlatan Kulak Burun Boğaz Uzmanı Yrd. Doç. Dr. Denizhan Dizdar, burun estetiği konusunda dikkat edilmesi gereken noktaları şöyle sıraladı:
BURUN YÜZ SİMETRİSİNE UYGUN OLMALI
Son yıllarda hem sağlık hem de estetik algısının değişmesi ve hızla gelişen teknolojinin de bu değişime ayak uydurmasıyla, burun estetiği operasyonlarına çok daha fazla sayıda insan ilgi gösteriyor. Ancak sanılanın aksine burun estetiği operasyonları düzeltme ameliyatları gibi görülmekten öte, çok boyutlu olarak ele alınması gereken bir uzmanlık alanıdır. Burun estetiğinde ilk amaç sizin yüzünüze uygun burunu yaratabilmek, yüze bir simetri hissi verebilmektir. Bir insanla ilk karşılaştığınızda öncelikle gözlere odaklanırsınız, ancak burun bölgesindeki bir eğrilik veya şekil bozukluğu öncelikle dikkatinizi buruna yöneltecektir. Ancak yüzün ortasında simetrik, fark edilmeyen bir burun ise hedeften şaşmamamızı sağlayacaktır.
BURUN HAFIZAYA GİDEN EN KESTİRME YOL
Peki burnun tek özelliği acaba yüzün ortasında fark edilmeden durması mı? Tabii ki değil, burun boşluklarının beyinden çok ince bir kemikle ayrılması, koku hissini taşıyan sinirlerin beyne direkt olarak ulaşması, aslında burnumuzun sandığımızdan çok daha hassas bir bölge olduğunu anlamamıza yeter. Doğduğumuz andan itibaren beş duyumuz da etrafımızdan gelen uyarılar tarafından inanılmaz bir yoğunlukla çalışır. Yeni anılar, deneyimler üretiriz. Ancak bunların hiçbiri koku duyusu kadar bilincimizin derinine etki etmez. Anatomik olarak da beyine direkt olarak ulaşan koku sinirleri hiçbir filtreden geçmeden hafızamızda yer etmektedir. O yüzdendir ki fırından çıkmış bir ekmek kokusu ya da bir sevdiğinizden aldığınız çiçeğin kokusu sizi çok derinde kalan, belki sizin bile hatırlamadığınız anılara götürebilir. Bütün bunlar nefes alma esnasında koku partiküllerinin burnun içindeki koku alma bölgelerine rahat ulaşabilmeleri ile mümkün olmaktadır.
BAHAR AYLARINDA ALERJİYE DİKKAT
Yapılan pek çok çalışma iyi koku almanın ruh halinden nörolojik hastalıklara, vücudun genel durumunun hem habercisi hem de tedavisi olduğunu göstermektedir. Hatta koku alamayan kişilerin yedikleri yemeklerden bile tat alamadıkları bilimsel olarak kanıtlanmıştır.
Burun estetiği ameliyatlarının sadece dış görünüş değil, nefes ve koku alma içinde ne kadar önemli olduğunu görmekteyiz. Burnun içindeki kıkırdakların eğriliği, burun etlerinin büyüklüğü gibi nefes almada problem yaratan oluşumların da mutlaka çözülmesi gerekmektedir. Hele ki; burun estetiğinin en çok talep edildiği bahar aylarında, bir de mevsimsel alerjiyle birliktelik varsa, mutlaka burun etleri de tedavi edilmelidir. Yoksa sadece simetrik görünen bir burun kişinin mutluluğunu sağlamayacak, nefes ve koku alamama problemleri sürekli yeni çözümler aramaya itecektir.
Ali Celal KAYMAK