Baro Başkanı Aksoy’dan TBB’nin isim değişikliğine tepki!

TBB’nin isim değişikliğine Osmaniye Barosu’ndan tepkiOsmaniye Barosu’ndan TBB’nin isim değişikliğine dair açıklama yapıldı. Osmaniye Barosu Yönetim Kurulu Adına Baro Başkanı Avukat Dilem Aksoy’un yaptığı açıklama şöyle:

“Türkiye Barolar Birliği TBB) adından TÜRKİYE ibaresinin kaldırılması ve Avukatların Barolara üyelik zorunluluğunun kaldırılmasına ilişkin açıklamaların yapılmasını ülkenin içerisinden geçtiği birlik ve beraberliğe en çok ihtiyaç duyulduğu şu süreçte büyük bir şaşkınlık ve endişe  ile karşılamaktayız.

1136 sayılı Avukatlık Kanunu’nun “Barolar” başlıklı 76. maddesinin 1. fıkrasına göre; “Barolar; avukatlık mesleğini geliştirmek, meslek mensuplarının birbirleri ve iş sahipleri ile olan ilişkilerinde dürüstlüğü ve güveni sağlamak; meslek düzenini, ahlakını, saygınlığını, hukukun üstünlüğünü, insan haklarını savunmak ve korumak, avukatların ortak ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla tüm çalışmaları yürüten, tüzel kişiliği bulunan, çalışmalarını demokratik ilkelere göre sürdüren kamu kurumu niteliğinde meslek kuruluşlarıdır”.

Avukatlık Kanunu m.109’a göre; “Türkiye Barolar Birliği, bütün baroların katılmasıyla oluşan bir kuruluştur.

Birlik, tüzel kişiliğe sahip kamu kurumu niteliğinde bir meslek kuruluşudur”.

Görüleceği üzere; kamu kurumu niteliğinde meslek kuruluşları olan barolar ve bu baroların katılımı ile oluşan Türkiye Barolar Birliği, avukatların kurdukları veya kuracakları mesleki dernek ve vakıflardan farklı olup, yargı erkinin ayrılmaz bir parçası olan avukatların ortak mesleki kurallarını geliştirir, korur, denetler ve avukatlık mesleğinin en iyi şekilde yerine getirilmesini sağlar.

Türkiye Barolar Birliği; Dernekler Kanunu m.28’in dışında olup, dayanağını kanundan alan ve Anayasanın 135. maddesi uyarınca kamu kurumu niteliğinde meslek kuruluşudur.

Anayasanın “Kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları” başlıklı 135. maddesinin 1. fıkrasına göre; “Kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları ve üst kuruluşları; belli bir mesleğe mensup olanların müşterek ihtiyaçlarını karşılamak, mesleki faaliyetlerini kolaylaştırmak, mesleğin genel menfaatlere uygun olarak gelişmesini sağlamak, meslek mensuplarının birbirleri ile ve halk ile olan ilişkilerinde dürüstlüğü ve güveni hakim kılmak üzere meslek disiplini ve ahlakını korumak maksadı ile kanunla kurulan ve organları kendi üyeleri tarafından kanunda gösterilen usullere göre yargı gözetimi altında, gizli oyla seçilen kamu tüzelkişilikleridir”.

Türkiye Barolar Birliği’nin önündeki TÜRKİYE kelimesinin kaldırılması talebi; en çok bölücü düşünceye sahip odakları sevindirecektir. Türkiye Barolar Birliği’nden TÜRKİYE adının çıkarılması ile Avukatların Barolara üyelik zorunluluğunun kaldırılması; etnik kimliklere ve siyasi inançlara dayalı baroların ortaya çıkmasına neden olur, Türkiye Barolar Birliği’ni ve Baroları itibarsızlaştırır. Avukatların idari ve disiplin işlemlerini yapılamaz hale getirir. 106 Bin Avukata ve ailelerine Türkiye Barolar Birliği tarafından sağlanan sağlık yardımını ve sosyal yardımlaşmayı bitirir.  Kamu görevi olan mesleğimizi ticari alana taşır. Vatandaşın savunma hakkını, hak arama özgürlüğünü yok eder. Yargının vazgeçilmez üçayağından biri yok olur. Türkiye Baroları ve TBB Ülkenin coğrafyasına bakmaksızın, Kars’tan Edirne’ye kadar, 79 Baro Avukatların birlikteliğini sağlama, Ülkenin bölünmez bütünlüğüne halel getirmeme konusunda her daim mücadele etmişler ve bir bütünlüğü temsil etmişlerdir. Osmaniye Barosu ve Türkiye Barolar Birliği her milli meselede ve devletin bekasını ilgilendiren konularda her daim devletin ve milletin bölünmez bütünlüğünden yana tavır almış, tam destek vermiştir.

Türkiye Barolar Birliği ve Barolar, TÜRK Milletinin yargıdaki varlığıdır. Osmaniye Barosu ve Türkiye Barolar Birliği olarak daima milletimizin ve onlara yapılan haksızlıkların karşısında durmuş; davalarda müdahil olunmuş gerekli girişimler başlatılmıştır. Baroların ve Türkiye Barolar Birliğinin hangi tavrının milli olmadığını sormak isteriz; 15 Temmuz’da neredeyse 79 baro ve Türkiye Barolar Birliğinin devletin ve milletin yanında yer alan tavrı mı milli değildir? Afrin, zeytin dalı operasyonlarına tam destek veren 79 baronun ve bizzat Kilis’e giderek bombaların altında açıklama yapan Türkiye Barolar Birliği Başkanının açıklamaları mı milli değildir? Teröristlerce yaşam hakkı katledilen Fırat Çakır Davasında müdahil olmamız mı milli değildir? Denetimsiz yurtlarda 10 yaşındaki çocukların tecavüze uğramasında onların yanında davaya katılmamız mı milli değildir? Hayatının baharında yaşama hakkı elinden alınan bir başka gencimiz Özgecan Aslan’ın katillerin karşısında dimdik durmamız mı milli değildir? Kaçak tarikat yurtlarında diri diri yanan kız çocuklarının ailelerinin yanında durmamız mı milli değildir? Kumpas davalarında tarihler henüz 17-25 göstermezden çok önceleri FETÖ tehlikesine dikkat çeken ve kumpas mağduru askerlerimiz ve aydınlarımızın yanında yer alan barolar ve Türkiye Barolar Birliğinin tavrı mı milli değildir?

Türkiye Cumhuriyetinin tüm Baroları ve Türkiye Barolar Birliği bugün herkesten daha çok milli herkesten daha çok vatan sevgisi ile hareket eden, herkesten daha çok hak ve özgürlüklerin savunucusudur. Tüm bu nedenlerle de Birliğimizin adının önündeki TÜRKİYE, bizim için bir kelimeden öte onurumuz, her şeyimizdir.

Baro üyeliğinin kaldırılması; avukatın şahsının ve avukatlık mesleğinin ötesinde, hukuk devletinin ve hukuk güvenliği hakkının özünü zedeleyen sonuçlar doğurur. Barosuz avukatlık düşünülemez. Dünya uygulamaları da bu yöndedir.

Türkiye Barolar Birliği’nden TÜRKİYE adının çıkarılması ile Avukatların Barolara üyelik zorunluluğunun kaldırılmasına ilişkin girişim ve değerlendirmelerin durdurulması gerektiğini hukuk devletimiz açısından acil görüyor, bu çağrımızı kamuoyuyla paylaşıyoruz.”

Ali Celal KAYMAK